option or decision of a person

listen to the pronunciation of option or decision of a person
İngilizce - Türkçe

option or decision of a person teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

up to
-e bağlı
up to
-e kalmış
up to
değin
up to
yüksekliğine kadar
up to
ila
up to
önüne
up to
yanına

O onun yanına gitti ve tokalaştı. - He went up to her and they shook hands.

Bir yabancı onun yanına yaklaştı ve saati sordu. - A stranger came up to her and asked her the time.

up to
-e uygun
up to
yeterli

Oldukça yeterli olduğumu hissetmiyorum. - I am not feeling quite up to par.

Noele kadar bir araba almak için yeterli para biriktirmeliydim. - I ought to have enough money saved up to buy a car by Christmas.

up to
e kadar
up to
-e kadar
up to
uygun

Beklentilerimize uygun yaşadı. - She lived up to our expectations.

Onun işi standartlara uygun değil. - His work is not up to standard.

up to
doğru

Mike çocuğa doğru yanaştı. - Mike walked up to the boy.

Tuhaf bir adam bize doğru geldi. - A strange man came up to us.

İngilizce - İngilizce
up to
option or decision of a person

    Heceleme

    op·tion or de·ci·sion of a per·son

    Türkçe nasıl söylenir

    ôpşın ır dîsîjın ıv ı pırsın

    Telaffuz

    /ˈôpsʜən ər dəˈsəᴢʜən əv ə ˈpərsən/ /ˈɔːpʃən ɜr dɪˈsɪʒən əv ə ˈpɜrsən/