Burada bir görsel yanılsama var. Küpe baktığını düşünüyorsun ama gerçekte ekrana bakıyorsun.
- Here's an optical illusion: you think you are looking at a cube, but in fact you are looking at the screen.
Bu ondan daha uzun görünür ama o bir optik illüzyondur.
- This looks longer than that, but it is an optical illusion.
Bu ürünle birlikte optik aletlerin kullanımı göz tehlikesini artıracaktır.
- The use of optical instruments with this product will increase eye hazard.
Bu ürünle birlikte optik aletlerin kullanımı göz tehlikesini artıracaktır.
- The use of optical instruments with this product will increase eye hazard.
Dizüstü bilgisayarımda optik disk sürücüsü yok.
- My laptop doesn't have an optical disk drive.
Optik yanılsama ikinci nesnenin, ilkinden daha büyük görünmesini sağlar.
- Optical illusion makes the second object look larger than the first.
Bu ürünle birlikte optik aletlerin kullanımı göz tehlikesini artıracaktır.
- The use of optical instruments with this product will increase eye hazard.
Burada bir görsel yanılsama var. Küpe baktığını düşünüyorsun ama gerçekte ekrana bakıyorsun.
- Here's an optical illusion: you think you are looking at a cube, but in fact you are looking at the screen.
how they, / Who saw those figures on the margin kiss all, / Could turn their optics to the text and pray, / Is more than I know .
A microscope is an optical instrument.
Refraction is an optical effect.
An optical switch opens the door automatically.
I'd be interested to know whether US authorities proffered any advice on the optics: Ixnay on the torture dungeon, ; if you have to have victims' loved ones present, go for the widows and photogenic orphans rather than Moqtada's boys.
... which is that it compresses the optic nerves. ...
... optic cable. ...