Tom ve Meryem her yıl kazançlarının yarısından fazlasını biriktirir.
- Tom and Mary save over half of their income each year.
Eğer yüzde 25 daha fazla gelirim olsaydı yaşamımdan daha hoşnut olurdum.
- If I had 25% more income, I'd be more satisfied with my life.
Onun büyük geliri onun her yıl Paris'e gitmesini sağlıyor.
- Her large income enables her to go to Paris every year.
Hükümet, çok yüksek gelirlere özel bir vergi uygulamaya karar verdi.
- The government decided to impose a special tax on very high incomes.