Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

opportunity, possibility

listen to the pronunciation of opportunity, possibility
İngilizce - Türkçe

opportunity, possibility teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

chance
{i} ihtimal

Onun istifa edeceğine dair bir ihtimal var mı? - Is there any chance that he'll resign?

Bir ihtimal meşgul olursa, ona yardım et. - If by any chance he's busy, help him.

chance
şans

Bu bir ömür boyu şanstır. - This is the chance of a lifetime.

Anahtarlarımı nereye koyduğumu bilmen için şans var mı? - Any chance you know where I put my keys?

chance
{i} tâlih
chance
{i} kader

Bir şans elde ederek bir kader yaratacaksın. - You'll make a fortune by taking a chance.

Kader şansa bırakılmayacak kadar ciddidir. - Fate is too serious to be left to chance.

chance
risk

Tom riske girmek istemedi. - Tom didn't want to take any chances.

Başka kaza risklerini en aza indirgemek istiyorum. - I want to minimize the chances of another incident.

chance
tesadüfen olmak
chance
olasılık

Başka kaza olasılıklarını en aza indirgemek istiyorum. - I want to minimize the chances of another accident.

Tom'un Mary'nin ne yaptığını bilmediğine dair iyi bir olasılık var. - There's a good chance that Tom doesn't know what Mary has done.

chance
rastlantı sonucu oluşmak
chance
rastlantısal
chance
{f} şans eseri olmak
chance
{f} tesadüfen olmak: She chanced to be there. Tesadüf eseri oradaydı
chance
{i} risk, riziko
chance
{f} denemek

Şansımızı denemek zorunda olacağız. - We'll have to take our chances.

Tom şansını denemek istemiyor. - Tom doesn't want to take a chance.

chance
şans,v.şans eseri ol: n.şans
chance
{s} şans eseri olan
chance
tesadüfen meydana gelmek
chance
(fiil) riske girmek, göze almak, denemek, şans eseri olmak, tesadüfen olmak
chance
{i} talih, şans
chance
şans eseri olarak vaki olmak
İngilizce - İngilizce
chance