Modern bilgisayarlar saniyede on üzeri dokuz (10^9) işlem yapıyor.
- Modern computers carry out ten to the ninth power (10^9) operations per second.
Cinsiyet değiştirme işlemleri artık vergiden düşülebilir.
- Sex change operations are now tax-deductible.
Acilen ameliyat etmek zorundayız.
- We have to operate urgently.
Derhal ameliyat etmek zorundayız.
- We have to operate immediately.
Bir tekne işletmek için ehliyetin var mı?
- Do you have a license to operate a boat?
O bir casusluk operasyonu.
- It's a cloak-and-dagger operation.
Bir gazete operasyon hakkında bir hikaye yazdı.
- A newspaper printed a story about the operation.
Tom oteldeki asansör operatörü ile iyi arkadaş oldu.
- Tom became good friends with the elevator operator in their hotel.
Gemi batmadan önce radyo operatörü son bir mesaj yayınladı -SOS!
- Before the ship sank, the radio operator broadcast one final message - SOS!
Ameliyat edilmeye karar verdi.
- She decided to have the operation.
Geçen yıl glokom için ameliyat oldum.
- I had an operation for glaucoma last year.
Bilgisayarını çalıştırmak için gerekli olanın tümü oydu.
- That was all he needed to operate his computer.
Bu bir dokunmatik ekran, onun üzerinde görüntülenen kontrolleri çalıştırmak için parmaklarını kullanabilirsin.
- This is a touchscreen, so you can use your fingers to operate the controls which are displayed on it.
ABD Tarım Bakanlığı çiftçilerin ve çiftlik sahiplerinin işletmelerini değişen iklime uyarlamalarına yardımcı olmak için yedi yeni bölgesel iklim merkezi kurdu.
- The US Department of Agriculture established seven new “regional climate hubs” to help farmers and ranchers adapt their operations to a changing climate.
Denizaslanı Harekâtı, İngiltere'nin planlanan işgali için Alman kod adıydı.
- Operation Sea Lion was the German code name for the planned invasion of Britain.
Denizaslanı Harekâtı, İngiltere'nin planlanan işgali için Alman kod adıydı.
- Operation Sea Lion was the German code name for the planned invasion of Britain.
Bir uydu uzayda büyük sıcaklık farklılıkları içinde çalışmak zorundadır.
- A satellite has to operate in space within massive temperature differences.
İşletme maliyetlerini kısmamız gerekir.
- We need to cut down operating costs.
O, o zaman bir traktörü işletmekle meşguldü.
- At that time she was engaged in operating a tractor.
Plan faaliyete geçirildi.
- The plan was put into operation.
İlk elektronik bilgisayarlar 1945 yılında faaliyete geçti.
- The first electronic computers went into operation in 1945.
Biz binayı satmak zorunda kaldık çünkü onu zararda işlettik.
- We had to sell the building because for years we operated it in the red.
Mary bir vinç işletebilir.
- Mary can operate a crane.
Biz binayı satmak zorunda kaldık çünkü onu zararda işlettik.
- We had to sell the building because for years we operated it in the red.
Gece yarısından sonra bir dans kulübü çalıştırmak Japon hukukuna göre yasal değildir.
- Operating a dance club after midnight is illegal according to Japanese law.
Arkadaşım yeni işletim sistemi için bir kullanıcı arayüzü tasarlıyor.
- My friend is designing a user interface for the new operating system.
Dünyada en çok kullanılan işletim sistemi Windows'tur.
- Windows is the most used operating system in the world.
VISUACT çeşitli ortamları ve müşterilerimizin ihtiyaçlarını esnek şekilde destekler ve operasyonel işlemleri sunar.
- VISUACT supports flexibly the varied environments and needs of our customers and offers a variety of operational procedures.
ABD Tarım Bakanlığı çiftçilerin ve çiftlik sahiplerinin işletmelerini değişen iklime uyarlamalarına yardımcı olmak için yedi yeni bölgesel iklim merkezi kurdu.
- The US Department of Agriculture established seven new “regional climate hubs” to help farmers and ranchers adapt their operations to a changing climate.
Coimbra Üniversitesi 1290 yılında kurulmuştur. Avrupa'da ve dünyada sürekli çalışmakta olan en eski üniversitelerinden biridir.
- The University of Coimbra was established in 1290. It is one of the oldest universities in continuous operation in the world.
Tom ameliyat masasında, baygın hâlde yatıyordu.
- Tom was lying unconscious on the operating table.
Onu ameliyathaneye taşı.
- Carry her to the operating room.
Belirli işlemler gerçekleşlmeyecek gibi görünüyor.
- It seems that certain operations cannot take place.
Cinsiyet değiştirme işlemleri artık vergiden düşülebilir.
- Sex change operations are now tax-deductible.
Cihazı çalıştırmak mükemmelce basittir.
- The appliance is wonderfully simple to operate.
Bilgisayarı çalıştırmayı kolay buldum.
- I found it easy to operate the computer.
Elbette, vinç kullanmak için bir lisans gerekli.
- Of course, a license is needed to operate a crane.
Tom bir treni kullanmak için yeterli deneyime sahip değildir.
- Tom doesn't have enough experience to operate a train.
N8, Nokia'nın Symbian 3 işletim sistemi kullanan ilk aygıtı olacak.
- The N8 will be the first device by Nokia with the Symbian^3 operating system
Dünyada en çok kullanılan işletim sistemi Windows'tur.
- Windows is the most used operating system in the world.
It is dangerous to look at the beam of a laser while it is in operation.
The Katrina relief operation was considered botched.
They run a multinational produce-supply operation.
She had an operation to remove her appendix.