Bir resim açın ve bir resim düzeni seçin. Bir resim açmak için Aça tıklatın. Programdan çıkmak için Çıkışı tıklatın. Resim Düzeni özelliği herhangi bir düzende göstermenize olanak tanır.
- Open an image and select an image layout. Click Open for opening an image. Click Quit for quitting the program. Image Layout feature allows you to view in any layout.
Tom Mary'nin kapıyı açmasını engellemeye çalıştı.
- Tom tried to prevent Mary from opening the door.
O, açılış törenine çok sayıda misafir davet etmeyi planlayacak.
- He will figure on inviting a lot of guests to the opening ceremony.
Ne olursa olsun, açılış töreni dokuzda başlayacak.
- Rain or shine, the opening ceremony is to begin at nine.
Yeni fırsatlar sana açılıyor.
- New opportunities are opening up to you.
Onlar bir şişe şarap açarak onun başarısını kutladılar.
- They celebrated his success by opening a bottle of wine.
Bir resim açın ve bir resim düzeni seçin. Bir resim açmak için Aça tıklatın. Programdan çıkmak için Çıkışı tıklatın. Resim Düzeni özelliği herhangi bir düzende göstermenize olanak tanır.
- Open an image and select an image layout. Click Open for opening an image. Click Quit for quitting the program. Image Layout feature allows you to view in any layout.
Yanlışlıkla mektubunu açtığım için lütfen beni affet.
- Please forgive me for opening your letter by mistake.
Yeni fırsatlar sana açılıyor.
- New opportunities are opening up to you.
Tom açış konuşması için zamanında burada olacağına beni temin etti.
- Tom assured me that he would be here in time for the opening speech.
Kedi kafeler tüm dünyada açılmaya başladı.
- Cat cafés have started opening up all over the world.
Ülkenin açılmasının Japon medeniyeti üzerinde büyük bir etkisi oldu.
- The opening of the country had a great influence on Japanese civilization.
Kapıyı açabilir miyim?
- Would you mind my opening the door?
Tom kapıyı açmaya çalıştı, ama o kilitliydi.
- Tom tried opening the door, but it was locked.
Arkadaşım bana bu önümüzdeki pazartesi İspanyolca tarihi hakkında bir sergi açılacağını söyledi.
- My friend told me that this coming Monday an exhibition about Spanish history is opening.
Tatoeba açık kaynaklıdır.
- Tatoeba is open source.
Twitter, açık kaynağı sever.
- Twitter loves open source.
Ben bir tasarruf hesabı açmak istiyorum.
- I'd like to open a savings account.
Onu açmak için bir allen anahtara ihtiyacın olacak.
- You'll need an Allen key to open it.
Amerika Birleşik Devletlerinde sivil haklar için mücadele 1954 yılında başladı, hükümetin herkese okul açılmak zorunda olduğunu söylediğinde.
- The fight for civil rights in the United States started in 1954, when the government said school had to be open to everyone.
O zarfı açmak için kesti.
- He cut the envelope open.
Tom Mary'yi ona gönderilen bir zarfı açmak için buğulama yapmaya çalışırken yakaladı.
- Tom caught Mary trying to steam open an envelope addressed to him.
Açılış töreni dün gerçekleşti.
- The opening ceremony took place yesterday.
İkide açılışımız var.
- We have an opening at two o'clock.
Ben açık ve dürüsttüm.
- I was open and honest.
Sana karşı tamamen dürüstüm.
- I have been completely open with you.
Pencereler açık uyuma.
- Don't sleep with the windows open.
Twitter, açık kaynağı sever.
- Twitter loves open source.
Açık havada iyi zaman geçirdik.
- We had a good time in the open air.
Bizim açık havada bir partimiz vardı.
- We had a party in the open.
Park herkese açıktır.
- The park is open to everybody.
O yer herkese açıktır.
- That place is open to everybody.
I was invited to pre-opening ceromony last night.
He went towards self-opening glass exit doors.
Tom kapıyı daha geniş açtı.
- Tom opened the door wider.
Göz merceğiniz içindeki baskıyı ölçmeliyiz. Lütfen iki gözünüzü genişçe açın ve sabit bir şekilde buradaki bu objeye bakın.
- We have to measure your intraocular pressure. Please open both eyes wide and look fixedly at this object here.
Sihirli lamba kırılıp açıldı ve cin serbest kaldı.
- The magic lamp broke open and the genie was released.
Kafesi açtı ve kuşları serbest bıraktı.
- He opened the cage and set the birds free.
He slipped through an opening in the crowd.
If you'd like to make a booking with us, we have an opening at twelve o'clock.
We have an opening in our marketing department.
John spends two hours a day studying openings, and another two hours studying endgames.
They were disappointed at the turnout for their opening, but hoped that word would spread.
She's such an attention seeker she'd turn up to the opening of an evelope!.
Wary of hunters, the fleeing deer kept well out of the open, dodging instead from thicket to thicket.
The man is an open book.
I couldn't save my changes because another user had the same file open.
It was as if his body had gone to sleep standing up and with his eyes open.
Banks are not open on bank holidays.
Jeff opens his hand revealing a straight flush.
We have got to bring this company's corrupt business practices into the open.
Open the door, please.
- Please open the door.
The instant he opened the door, he smelt something burning.
- As soon as he opened the door, he smelled something burning.
... >>Vic Gundotra: That year, our opening keynote focused on client, connectivity, and the cloud. ...
... of Android product management, to kick off the opening keynote. ...