ope

listen to the pronunciation of ope
İngilizce - Türkçe
open açıl/aç
eski açmak
şiir
open
açık uygun
open
(Ticaret) açılış değeri
open
genişletmek
open
gelişmek
open
(Bilgisayar) pencere boyutunu değiştirir
open
cömert
open
dürüst

Ben açık ve dürüsttüm. - I was open and honest.

Sana karşı tamamen dürüstüm. - I have been completely open with you.

open
kullanıma hazır
open
(Tıp) Açık (elektrik devresi)
joint force meteorological and oceanographic (METOC) officer; joint maritime ope
(Askeri) müşterek kuvvet meteoroloji ve oşinografi (METOC) subayı; müşterek denizcilik harekatları
open
{s} geniş

Göz merceğiniz içindeki baskıyı ölçmeliyiz. Lütfen iki gözünüzü genişçe açın ve sabit bir şekilde buradaki bu objeye bakın. - We have to measure your intraocular pressure. Please open both eyes wide and look fixedly at this object here.

Tom'un gözleri geniş açıldı. - Tom's eyes opened wide.

open
boğuk olmayan
open
samimi
open
(sıfat) açık, serbest, geniş, dürüst, içten, karara bağlanmamış, ferah, kısık olmayan (ses)
open
{s} ağaçsız. i
open
açık, açmak
open
arasında mesafe olan
open
(isim) açık
open
kabule hazır
open
{s} kapanmamış, ödenmemiş (borç)
open
{s} karara bağlanmamış
İngilizce - İngilizce
To open

The door was difficult to open. - The door was hard to open.

You may not be able to open that. - You might not be able to open that.

open

I will to bed! — To-morrow —.

{v} used in poetry for open
{f} open (Archaic, Poetry)
'ope
Eye dialect spelling of hope
oped
past of ope
opes
third-person singular of ope
oping
present participle of ope