Amcamın cadde boyunca bir mağazası var.
- My uncle has a store along the street.
Otobüs engebeli yol boyunca giderken takırdadı.
- The bus rattled as it drove along the bumpy road.
Kamerayı yanına almayı unutma.
- Don't forget to take along the camera.
Tom'u kim buraya davet etti?
- Who invited Tom along?
Köpeğimi yanımda getireceğim böylece onunla tanışabilirsin. Ne! Buraya hayvan getirmeye yeltenme!
- I'll bring my dog along, so you can meet him. What?! Don't you dare bring that animal here!
Benim Japon öğretmenim fiil çekimlerini hatırlamamıza yardımcı olan bir şarkı kullanırdı. Hiç kimse gerçekten birlikte söylemezdi.
- My Japanese teacher used to use a song to help us remember verb conjugations. No one really sang along.
Biz genellikle sabahları birlikte sahil boyunca bir yürüyüş yapardık.
- We often took a walk along the seashore together in the morning.
Tom'a Mary'yi yanında getirmesini söyle.
- Tell Tom to bring Mary along.
Arkadaşını yanında getir.
- Bring along your friend.
Tokyo'nun yanı sıra Osaka bir ticaret merkezidir.
- Along with Tokyo, Osaka is a center of commerce.