onu

listen to the pronunciation of onu
İtalyanca - Türkçe
Birleşmiş Milletler
BM (Organizzazione delle Nazioni Unite)
Türkçe - Türkçe
Romence, Portekizce, ispanyolca gibi lisanlarda Birleşmiş Milletlerin kısaltılmış şekli
O zamirinin belirtme durumu eki almış biçimi
İngilizce - İngilizce
Abbreviation for optical network unit A network element that is part of a fiber-in-the-loop system
Optical Network Unit
Optical Network Unit: A form of Access Node that converts optical signals transmitted via fiber to electrical signals that can be transmitted via coaxial cable or twisted pair copper wiring to individual subscribers
Optical Network Unit; interface between customer and optical access line
Organisation des Nations Unies
Optical Node Unit
Türkçe - İngilizce
him

As long as you are with him, you can't be happy. - Onunla beraber olduğun sürece mutlu olamazsın.

His daughter is eager to go with him anywhere. - Kızı onunla her yere gitmeye hevesli.

that one
it
him, her, it
her

She promised to meet her at the coffee shop. - Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi.

I'm sending her to California. - Onu Kaliforniya'ya gönderiyorum.

(Bilgisayar) tenth

He is in the tenth grade. - O, onuncu sınıfta okuyor.

I'm in the tenth grade. - Ben onuncu sınıftayım.

with her
onu almak için geri geleceğim
I'll come back for it
onu kimse kandıramaz
he is nobody's fool
onu nereden satın alabilirim
Where can I buy it
Dağda sallanmaz ama zelzele onu sallar
(Atasözü) Mountains may be removed with eathquakes
Ne ekersen onu biçersin
(Atasözü) As you sow, so you shall reap
ne ekersen onu biçersin
What goes around comes around
Ne ekersen onu biçersin
As you sow, so shall you reap
anası (onu) kadir gecesi doğurmuş
He is very lucky
eril onu
him
herkes onu hor görüyor
he's an object of scorn
ki onu
whom

Yesterday I ran into Yamada, whom I hadn't seen in years. - Dün Yamada'ya rastladım, ki onu yıllardır görmemiştim.

ne ekersen onu biçersin
(Atasözü) You reap what you sow
ne tavsiye ederseniz onu istiyorum
I'll have whatever you recommend
sen onu bana bırak
leave the matter to me
sen onu bana bırak
leave it to me
sen onu benim külahıma anlat
(deyim) a likely story