one who sums; one who casts up an account

listen to the pronunciation of one who sums; one who casts up an account
İngilizce - Türkçe

one who sums; one who casts up an account teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

summer
yaz

Her yaz köye giderim. - I go to the country every summer.

Geçen yaz kampa gittim. - I went camping last summer.

summer
summer school yaz okulu
summer
{s} yazla ilgili

Yazla ilgili en kötü şey sıcaklık. - The worst thing about summer is the heat.

summer
{i} yaz, yaz mevsimi
summer
summer time yaz saati
summer
summer squash kabak
summer
{i} hayatın baharı
summer
(fiil) yazı geçirmek, yaz boyunca beslemek (sığır vb.)
summer
{i} taban kirişi
summer
yaz esnasında bakmak veya beslemek
summer
Indian summer pastırma yaz
summer
(isim) yaz, gençlik çağı, hayatın baharı, refah dönemi, taban kirişi, kapı üstü kirişi, pencere üstü kirişi
summer
{f} yaz boyunca beslemek (sığır vb.)
summer
{f} yazı geçirmek
summer
{i} pencere üstü kirişi
summer
summer theater yazın sayfiyede oynayan tiyatro
summer
{i} gençlik çağı
summer
{i} refah dönemi
summer
yazlık

Mary kolsuz bir yazlık elbise giyiyordu. - Mary was wearing a sleeveless summer dress.

O, zamanın çoğunu yazlık evinde geçirdi. - He spent most of the time at his summer home.

İngilizce - İngilizce
summer
one who sums; one who casts up an account