one who serves another, providing help in some manner

listen to the pronunciation of one who serves another, providing help in some manner
İngilizce - Türkçe

one who serves another, providing help in some manner teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

servant
{i} memur

Ben bir devlet memuruydum. - I was a public servant.

servant
devlet memuru

Ben bir devlet memuruydum. - I was a public servant.

servant
ayvaz
servant
odacı
servant
köle

İmparator, kölelerinden birine kendisini öldürmesini emretti. - The Emperor ordered one of his servants to kill himself.

servant
uşak

İmparatora gelince, o dünyanın hükümdarıdır. Barbarlara gelince, onlar dünyanın uşaklarıdır. - As for the Emperor, he is the ruler of the world. As for the barbarians, they are the servants of the world.

Bir uşak özel bir evde bir hizmetçi olarak çalışan adamdır. - A manservant is a man who works as a servant in a private house.

servant
hizmetçi

Bir hizmetçi gibi davranırsan, bir hizmetçi gibi davranılırsın. - If you behave like a servant, you'll be treated like a servant.

Tom hizmetçilerine karanlıkta yemek yedirdi. - Tom made his servants eat in the dark.

servant
public servant memur
servant
servant girl hizmetçi kız
servant
kulunuz
servant
yanaşma
servant
servant boy uşak
servant
{i} kul

O sadece Çizmeli Kedi görüntüsünü kullanmak zorunda kaldı. Ben onun sadık uşağıydım. - She just had to use her Puss-In-Boots look and I was her devoted servant.

Kapa çeneni, cehennemin kulu! - Shut up, servant of hell!

servant
fellow servant kapı yoldaşı
servant
{i} hademe
servant
{i} hizmetli
İngilizce - İngilizce
servant
One who serves
server
one who serves another, providing help in some manner