O adam ünlü bir kabare oyuncusu.
- That man is a famous cabaret performer.
Tiyatronun dizaynı, seyircilerin oyuncularla daha yakınlaşıp, özel bir bağ kurmalarını mümkün kıldı.
- The design of the theatre enabled the audience to get up close and personal with the performers.
Tom harika bir sanatçı.
- Tom is a great performer.
Sanatçılar konserden sonra yakındaki bir restoranda bir parti ile kutlama yaptılar.
- After the concert the performers celebrated with a party at a nearby restaurant.