Çok sayıda iyi sporculara karşı yarıştı.
- She competed against many fine athletes.
Bu giysinin içinde tıpkı bir sporcu gibi görünüyorum fakat gerçek şu ki hiç spor yapmam.
- I look for all the world like an athlete in this outfit, but the truth is I don't do any sports at all.
Tom'un atlet ayağı var.
- Tom has athlete's foot.
Atlet her türlü sporda yükseldi.
- The athlete excelled in all kinds of sports.