one who has a strong liking for anything, as books, science, or music

listen to the pronunciation of one who has a strong liking for anything, as books, science, or music
İngilizce - Türkçe

one who has a strong liking for anything, as books, science, or music teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

lover
{i} aşık

İki eski âşık arkadaş kalabiliyorsa, ya onlar hâlâ aşıktır ya da hiç olmadılar. - If two past lovers can remain friends, it's either because they are still in love, or they never were.

İki âşık yüz yüze oturdular,çay içtiler. - The two lovers sat face to face, drinking tea.

lover
yar
lover
sap
lover
(Argo) anoş
lover
hasta
lover
seks arkadaşı
lover
tutkun
lover
seven kimse
lover
{i} sevgili

Onun sevgilisi İngiliz hükümeti için çalışan bir casus. - Her lover is a spy working for the British government.

Maury Povich'e gelen insanlar genellikle sevgililerinin onları aldattıkları ile ilgili önemli iddialarda bulunmaktadırlar. - The people who come on the Maury Povich show often make pretentious claims about their lovers cheating on them.

lover
{i} âşık, sevgili, yâr, dost
lover
lover of art sanat aşığı
lover
{i} meraklı
lover
sever

Ben bir kedi severdim. - I used to be a cat lover.

Gençliğimden beri bir spor sever oldum. - I have been a lover of sports since I was young.

lover
{i} hayran
lover
{i} dost

Fransızlar Almanlardan daha iyi dostlar. - The French are better lovers than the Germans.

İngilizce - İngilizce
lover
one who has a strong liking for anything, as books, science, or music