one who explores something

listen to the pronunciation of one who explores something
İngilizce - Türkçe

one who explores something teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

explorer
kaşif

İlk kaşifler navigasyon için yıldızları kullandılar. - Early explorers used the stars for navigation.

Ormandan gelen sesler kaşifleri korkuttu. - The voices coming from the jungle frightened the explorers.

explorer
{i} kâşif

Ormandan gelen sesler kaşifleri korkuttu. - The voices coming from the jungle frightened the explorers.

Sebastian Cabot, John Cabot'un oğluydu ve aynı zamanda bir kaşifti. - Sebastian Cabot was John Cabot's son and also became an explorer.

explorer
(Tıp) Dişte çürük, yenme v.b. durumları tesbite yarayan sivri uçlu dişçi aleti
explorer
{i} (keşifte bulunmak amacıyla) (bir bölgeyi) dolaşan kimse
explorer
{i} araştırmacı

Araştırmacılar mağarada bir iskelet keşfettiler. - The explorers discovered a skeleton in the cave.

Araştırmacılar yolculuklarına devam ettiler. - The explorers continued their journey.

explorer
(Tıp) Araştırma ve muayenede kullanılan herhangi bir alet
İngilizce - İngilizce
explorer
one who explores something

    Heceleme

    one who explores some·thing

    Türkçe nasıl söylenir

    hwʌn hu îksplôrz sʌmthîng

    Telaffuz

    /ˈhwən ˈho͞o əkˈsplôrz ˈsəmᴛʜəɴɢ/ /ˈhwʌn ˈhuː ɪkˈsplɔːrz ˈsʌmθɪŋ/