Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

one who bears arms, but has no title

listen to the pronunciation of one who bears arms, but has no title
İngilizce - Türkçe

one who bears arms, but has no title teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

gentleman
centilmen

Onun davranışları bir centilmen tavrı değildir. - His manners are not those of a gentleman.

O, mükemmel bir centilmendir. - He is a perfect gentleman.

gentleman
beyefendi

Sir Harold kibar bir İngiliz beyefendisi. - Sir Harold is a fine English gentleman.

O mükemmel bir beyefendi. - He is a perfect gentleman.

gentleman
{i} bey

Sir Harold kibar bir İngiliz beyefendisi. - Sir Harold is a fine English gentleman.

Tom'un her inçi bir beyefendi idi. - Tom was every inch a gentleman.

gentleman
{i} bay

Bay Hawk nazik bir beyefendidir. - Mr. Hawk is a kind gentleman.

O bir bayan olduğu için, bu yüzden o bir beyefendi. - As she is a lady, so he is a gentleman.

gentleman
adam

Adamı örnek bir beyefendi olarak tanımladı. - He described the man as a model gentleman.

Sen bir beyefendi ve bir bilim adamısın. - You're a gentleman and a scholar.

gentleman
{i} kibar kimse
gentleman
{i} hazır yiyici adam
gentleman
{ç} gen.tle.men (cen'tılmîn)
gentleman
{i} soylu erkek

Soylu erkek isyanda bir köle tarafından öldürüldü. - The gentleman was killed by a slave in revolt.

gentleman
{i} centilmen, efendi. gentleman's/gentlemen's agreement centilmenlik anlaşması
İngilizce - İngilizce
gentleman
One who bears
bearer