Belgelerin yığınını eşit şekilde böl, ve onları birer birer odanın her iki tarafına koy.
- Divide the pile of documents equally, and take them one by one to either side of the room.
Her iki yol da seni istasyona götürecektir.
- Either way will lead you to the station.
Çocuklardan hiçbirini görmedim.
- I didn't see either boy.
Onlardan hiçbirini tanımıyorum.
- I don't know either of them.
Bu benim değil. Benim de değil.
- This isn't mine. It's not mine either.
Ben buna karşı değilim ama bunun lehinde de değilim.
- I'm not against it, but I'm not for it, either.
İkisinden biri gitmeli.
- Either of the two must go.
Bunların ikisinden birine sahip olabilirsiniz, fakat ikisine birden değil.
- You can have either of these, but not both.
Her iki yol da seni istasyona götürecektir.
- Either way will lead you to the station.
İki eski âşık arkadaş kalabiliyorsa, ya onlar hâlâ aşıktır ya da hiç olmadılar.
- If two past lovers can remain friends, it's either because they are still in love, or they never were.
Çocuklardan herhangi birini görmedim.
- I didn't see either boy.
Elmaların herhangi birini al.
- Take either of the apples.
İki kızın her birini tanıyor musun?
- Do you know either of the two girls?