Her iki yol da seni istasyona götürecektir.
- Either way will lead you to the station.
O her iki eliyle yazabilir.
- He can write with either hand.
Onlardan hiçbirini tanımıyorum.
- I don't know either of them.
İkizlerin hiçbirini tanımıyorum.
- I don't know either twin.
Bu benim değil. Benim de değil.
- This isn't mine. It's not mine either.
Çirkin değilim ama güzel de değilim.
- I'm not ugly, but I'm not pretty either.
İkisinden biri gitmeli.
- Either of the two must go.
Bu pulların ikisinden birini sana vereceğim.
- I'll give you either of these stamps.
İki kızın her birini tanıyor musun?
- Do you know either of the two girls?
İkisinden biri gitmeli.
- Either of the two must go.
Bardaklardan herhangi birini alabilirsin.
- You may take either of the glasses.
İki kitaptan herhangi birini alabilirsin.
- You may take either of the two books.
İki kızın her birini tanıyor musun?
- Do you know either of the two girls?
... And ' and what's at stake here is one of two things, either Candy ' this blows ...