one of three periods of play in hockey games

listen to the pronunciation of one of three periods of play in hockey games
İngilizce - Türkçe

one of three periods of play in hockey games teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

period
dönem

Üçüncü dönemde İngilizcemiz var. - We have English third period.

Benim son dönemim iki ay önceydi. - My last period was two months ago.

period
devre

Her şahsın dinlenmeye, eğlenmeye, bilhassa çalışma müddetinin makul surette sınırlandırılmasına ve muayyen devrelerde ücretli tatillere hakkı vardır. - Everyone has the right to rest and leisure, including reasonable limitation of working hours and periodic holidays with pay.

period
{i} devir
period
{i} süre

Bob'ın üzerine fazla gitmeyin.Bilirsiniz, o, son zamanlarda zor bir sürece rağmen devam etmektedir. - Go easy on Bob. You know, he's been going though a rough period recently.

Burada kısa bir süre için kalacağım. - I will stay here for a short period.

period
{i} nokta

Benim dilimde , virgül, ; noktalı virgül, : iki nokta üstüste, ... üç nokta şeklinde adlandırılır ve bu cümle bir noktayla biter. - In my language, the , is called comma, the ; is called semicolon, : is called colon, ... are called ellipsis, and this sentence ends with a period.

Bu cümlede virgülü bir noktayla değiştiremezsiniz. - You can't replace the comma with a period in this sentence.

period
aşama
period
âdet

Tom seks yapmak istiyordu, ancak Mary adet dönemindeydi. - Tom wanted sex, but Mary was on her period.

İlk adetinizi hangi yaşta gördünüz? - At what age did you get your first period?

period
bir gezegenin güneş etrafındaki devir süresi
period
dönem nokta
period
nokta/ders/dönem
period
{i} devir: the Ottoman period Osmanlı devri
period
(İnşaat) peryot, süre aralığı
period
(isim) periyot, dönem, çağ, devir, süre, ders saati, devre, nokta, aybaşı, adet, regl, dönüm [ast.], tam cümle (yan cümlecikli)
period
fizyol
period
{i} dönem, devre: a period of political unrest siyasi kargaşaların olduğu bir dönem
period
{i} ders saati

Bu okulda bir ders saati elli dakika uzunluğundadır. - In this school, a period is fifty minutes long.

Ders saati biter bitmez Tom Mary ile konuşmaya gitti. - Tom went to talk to Mary as soon as the period ended.

period
{i} regl
period
(Tıp) Hastalık devresi, period
İngilizce - İngilizce
period
one of three periods of play in hockey games

    Heceleme

    one of three periods of play in hock·ey games

    Türkçe nasıl söylenir

    hwʌn ıv thri pîriıdz ıv pley în häki geymz

    Telaffuz

    /ˈhwən əv ˈᴛʜrē ˈpərēədz əv ˈplā ən ˈhäkē ˈgāmz/ /ˈhwʌn əv ˈθriː ˈpɪriːədz əv ˈpleɪ ɪn ˈhɑːkiː ˈɡeɪmz/