O senin at araban mı?
- Is that your carriage?
Prenses altından yapılmış bir arabaya bindi.
- The princess rode in a golden carriage.
Yolcu vagonlarının yerini otomobiller aldı.
- Automobiles replaced carriages.
O, vagona girmek istedi.
- She wanted to enter the carriage.
Bunlar birinci sınıf taşıyıcılar değil.
- These are not first-class carriages.