one's stated opinion or input into a discussion

listen to the pronunciation of one's stated opinion or input into a discussion
İngilizce - Türkçe

one's stated opinion or input into a discussion teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

say
{f} söylemek

Onun söylemek istediği sadece reddedeceği anlamına geliyor. - What she wants to say just adds up to a refusal.

Söylemek istediğim her şeyi söyledikten sonra oldukça rahatlamış hissettim. - I felt quite relieved after I had said all I wanted to say.

say
{i} söz sırası
say
söyle

Onu başka bir şekilde söyle. - Say it in another way.

Ona söyleyecek hiçbir şeyim yok. - I've got nothing to say to him.

say
tutmak
say
{i} son söz

Ne yazık ki, Tom bununla ilgili son sözü söyleyen kişi değil. - Unfortunately, Tom isn't the one who has the final say on this.

Maalesef, Fadil'in bu konuda son sözü yok. - Unfortunately, Fadil doesn't have a final say on this.

say
{f} bildirmek

Ben onun hakkında size bildirmek istedim ama Tom bir şey söylemememi söyledi. - I wanted to let you know about that, but Tom told me not to say anything.

say
(isim) söz, laf, son söz
say
{f} okumak (dua)
say
{f} farzetmek
say
{f} demek

Ne alışveriş etmek ne de anneme hoşça kal demek için zamanım vardı. - I had neither the time to go shopping, nor to say goodbye to my mother.

Onun ne demek istediğini anlayamadım. - I couldn't make out what he wanted to say.

say
{f} etmek (dua)
say
etmek okumak bildirmek
say
{f} varsaymak
say
{f} (said) demek, söylemek
say
{i} denilen şey, söz
say
{f} tekrarlamak

Hiçbir şey söylemezsen, bunu tekrarlamak için çağrılmayacaksın. - If you don't say anything, you won't be called on to repeat it.

İngilizce - İngilizce
say

Above all, however, we would like to think that there is more to be decided, after the engines and after the humans have had their says.

one's stated opinion or input into a discussion

    Heceleme

    one's sta·ted o·pin·ion or in·put in·to a dis·cus·sion

    Türkçe nasıl söylenir

    wʌnz steytıd ıpînyın ır înpût întı ı dîskʌşın

    Telaffuz

    /ˈwənz ˈstātəd əˈpənyən ər ˈənˌpo͝ot əntə ə dəˈskəsʜən/ /ˈwʌnz ˈsteɪtəd əˈpɪnjən ɜr ˈɪnˌpʊt ɪntə ə dɪˈskʌʃən/