Prenses altından yapılmış bir arabaya bindi.
- The princess rode in a golden carriage.
Bebek arabasında uyuyan bebek, bir melek kadar sevimli.
- The baby sleeping in the baby carriage is as cute as an angel.
O, vagona girmek istedi.
- She wanted to enter the carriage.
Yolcu vagonlarının yerini otomobiller aldı.
- Automobiles replaced carriages.
Bunlar birinci sınıf taşıyıcılar değil.
- These are not first-class carriages.
Some people whisper but no doubt they lie, / For malice still imputes some private end, / That Inez had, ere Don Alfonso's marriage, / Forgot with him her very prudent carriage .