onaylama

listen to the pronunciation of onaylama
Türkçe - İngilizce
approval

Tom nodded his head in approval. - Tom onun kafasını onaylama içinde salladı.

sanction

Tom will never sanction this. - Tom bunu asla onaylamaz.

ratification
validation
confirmation

You will receive a confirmation email after your account has been activated by an administrator. - Hesabınız aktif edildikten sonra bir yöneticiden onaylama e-postası alacaksınız.

attestation
(tasarı vb) carriage
certification
approval; ratification; certification
acceptance
recognition
subscription
legitimation
approval, ratification
appro

Tom certainly didn't approve of the way Mary was behaving. - Tom Mary'nin davranış biçimini kesinlikle onaylamadı.

Father will never approve of my marriage. - Babam, evliliğimi asla onaylamayacak.

corroboration
(Hukuk) endorsement, ratification, confirmation, granting, approval
acknowledge

Tom seems to be unwilling to acknowledge that Mary is a better swimmer than he is. - Tom Mary'nin ondan daha iyi bir yüzücü olduğunu onaylamak için isteksiz görünüyor.

(Askeri,Politika, Siyaset) endorsement
assent
corroborate
(Askeri,Ticaret) ratify
favor
(Askeri) consent

My father consented to my going abroad. - Babam yurt dışına gitmemi onaylamadı.

endorsing
{i} confirming
favour
approbation
acknowledgment
onaylamak
ratify
onaylamak
confirm

Click on the button below to confirm your order. - Siparişinizi onaylamak için aşağıdaki düğmeye basınız.

I'd like to confirm my reservation for the 30th. - 30'u için rezervasyonumu onaylamak istiyorum.

onaylamak
certify
onaylamak
approve

The Senate acted quickly to approve the treaty with Britain. - İngiltere ile anlaşmayı onaylamak için Senato hızlı davrandı.

All the delegates voted to approve it. - Tüm delegeler, onu onaylamak için oy verdi.

onaylama belgelerinin karşılıklı olarak verilmesi
(Hukuk) exchange of the instruments of ratification
onaylama süreci
(Hukuk) ratification process
onaylamak
{f} accept

You have to accept it. - Onu onaylamak zorundasın.

onaylamak
endorse
onaylamak
acknowledge

Tom seems to be unwilling to acknowledge that Mary is a better swimmer than he is. - Tom Mary'nin ondan daha iyi bir yüzücü olduğunu onaylamak için isteksiz görünüyor.

onaylamak
validate
onaylamak
{f} recognize
onayla
approve of

Tom certainly didn't approve of the way Mary was behaving. - Tom Mary'nin davranış biçimini kesinlikle onaylamadı.

I don't approve of his decision. - Onun kararını onaylamıyorum.

onayla
{f} approve

My mother finally approved of our plan. - Annem sonunda planımızı onayladı.

Both houses of Congress approved Jefferson's proposal. - Kongre'nin her iki meclisi Jefferson'un teklifini onayladı.

onayla
acknowledged
onaylamak
approve of
onaylamak
corroborate
onaylamak
{f} authorize
onaylamak
vise
onaylamak
verify
onaylamak
{f} hear
beyan onaylama
(Ticaret) claim sign off
beyan onaylama
(Ticaret) claim sign-off
onayla
(Bilgisayar) confirm

I can neither confirm nor deny this. - Ben bunu ne onaylayabilirim ne de inkar edebilirim.

I will confirm my plane reservation. - Uçak rezervasyonumu onaylayacağım.

onayla
(Bilgisayar) verify
onayla
(Bilgisayar) check

Please endorse this check. - Lütfen bu çeki onayla.

onaylamak
(Kanun) legalize
onaylamak
assent to
onaylamak
give countenance to
onaylamak
(Kanun) legitimise
onaylamak
seal
onaylamak
ok, ok
onaylamak
countenance
onaylamak
ok
onaylamak
(Politika, Siyaset) prove
onaylamak
assent
onaylamak
hold with
onaylamak
(Politika, Siyaset) endorsement
onaylamak
applaud
onaylamak
pass
onaylamak
favor
onaylamak
(Kanun) legitimatise
onaylamak
favour
onaylamak
sustain
onayla
{f} attesting
onayla
{f} approved

He said the treaty must be approved as written. - O, antlaşma yazılı olarak onaylanmalı dedi.

Both houses of Congress approved Jefferson's proposal. - Kongre'nin her iki meclisi Jefferson'un teklifini onayladı.

onayla
{f} validating

Validating an angry client's feelings is an effective way of defusing the situation. - Kızgın bir müşterinin duygularını onaylama durumun yatıştırılmasında etkili bir yoldur.

onayla
{f} validated
onayla
approbate
onayla
{f} confirmed

Tom's doubts have been confirmed. - Tom'un şüpheleri onaylandı.

The spokesman confirmed that the report was true. - Sözcü raporun doğru olduğunu onayladı.

onayla
avouch
onayla
validate
onayla
{f} certified
onaylamak
uphold
onaylamak
sign on the dotted line
onaylamak
grant
onaylamak
accede
onaylamak
approbate
onaylamak
carry
onaylamak
say the word
onaylamak
{f} legitimate
izin, onay, onaylama
permission, approval, validation
onayla
certify
onayla
{f} acknowledge

Tom seems to be unwilling to acknowledge that Mary is a better swimmer than he is. - Tom Mary'nin ondan daha iyi bir yüzücü olduğunu onaylamak için isteksiz görünüyor.

onayla
corroborate

Tom corroborated Mary's story. - Tom Mary'nin hikayesini onayladı.

onaylamak
Approve, confirm; ratify, certify
Kuvvet Onaylama Aracı
(Askeri) Force Validation Tool
atanmış onaylama makamı; yedek saha yönlendirme listeleri göstergesi
(Askeri) designated approving authority; display alternate area routing lists
defter onaylama
(Kanun) ratification of book
onayla
okay
onayla
probate
onayla
confirming
onaylamak
indorse
onaylamak
(Hukuk) to approve, to ratify, to uphold
onaylamak
legitimatize
onaylamak
legitimize
onaylamak
okay
onaylamak
affirm
onaylamak
accept , approve
onaylamak
O.K
onaylamak
bear out
onaylamak
to approve, to ratify, to applaud, to accept, to accede (to), to countenance, to okay, to OK
onaylamak
to approve; to ratify; to certify
onaylamak
authorise
onaylamak
attest
onaylamak
homologate
onaylamak
countersign
onaylamak
be recognizant of
onaylamak
{f} vouch
onaylamak
{f} stamp
onaylamak
{f} subscribe
onaylamak
(deyim) go along
onaylamak
{f} sanction
onaylamak
{f} witness
onaylamak
lend countenance to
onaylamak
{f} visa
onaylamak
smile on
Türkçe - Türkçe
Onaylamak işi, tasdik
Onaylamak
kabul etmek
Onaylamak
tasdik etmek
onaylamak
Yapılan bir işi doğru ve yerinde bularak kabul etmek, tasdik etmek: "Bu kitabın ahlak bozucu olduğunu elbet siz de onaylarsınız."- S. Birsel
onaylamak
Yapılan bir işi doğru ve yerinde bularak kabul etmek, tasdik etmek
onaylamak
Denetlemek, doğrulamak
onaylama