Mary was a tomboy growing up and liked to repair cars and tractors.
- Mary büyüyen bir erkek fatmaydı ve arabaları ve traktörleri onarmaktan hoşlanıyordu.
He has to repair the clock.
- O, saati onarmak zorundadır.
Our employees are working around the clock to fix the damage caused by the ice storm.
- İşçilerimiz buz fırtınasının neden olduğu hasarı onarmak için gece gündüz çalışıyorlar.
They're here to fix the heating system.
- Onlar ısıtma sistemini onarmak için buradalar.
It is never too late to mend.
- Onarmak için asla çok geç değil.
I want to mend this watch.
- Bu saati onarmak istiyorum.
Have you ever mended your carpets?
- Hiç halılarını onardın mı?
Tom is still trying to mend fences.
- Tom hâlâ çitleri onarmaya çalışıyor.
I'd like to renovate the house.
- Evi onarmak istiyorum.
Tom repaired my watch for me.
- Tom benim için saatimi onardı.
My watch needs to be repaired.
- Kol saatimin onarılması gerekiyor.
My socks are in need of mending.
- Çoraplarımın onarıma ihtiyacı var.
These new shoes already want mending.
- Bu yeni ayakkabılar şimdiden onarım istiyor.
You should've fixed it right away.
- Bunu hemen onarmalıydınız.
Tom fixed it with a hammer.
- Tom onu bir çekiçle onardı.
My clock needs to be fixed.
- Saatimin onarılması gerekiyor.
Tom can fix the heater.
- Tom ısıtıcıyı onarabilir.
Tom knows how to repair computers.
- Tom bilgisayarları nasıl onaracağını biliyor.
My house needs major repairs.
- Evimin büyük onarımlara ihtiyacı var.
It'll cost about 2,000 yen to repair it.
- Onu onarmak yaklaşık 2,000 yen'e mal olacak.
Mary was a tomboy growing up and liked to repair cars and tractors.
- Mary büyüyen bir erkek fatmaydı ve arabaları ve traktörleri onarmaktan hoşlanıyordu.