on their own

listen to the pronunciation of on their own
İngilizce - Türkçe
kendi kendilerine

Tom ve Mary onu kendi kendilerine yapıyorlar. - Tom and Mary are doing that on their own.

on one's own
kendi kendine
on my own
(Bilgisayar) tek başıma

Tek başıma çalışmayı tercih ederim. - I prefer to work on my own.

Bu son birkaç ay tek başımayım. - I've been on my own these past few months.

on my own
kendi kendime

İşi kendi kendime bitirdim. - I finished the job on my own.

on one's own
kendi başına, başkasından yardım görmeden. on one's own initiative kendi inisiyatifini kullanarak
on his own
kendi başına

Tom şu anda kendi başına. - Tom is on his own now.

Tom kendi başına çekip çeviremez. - Tom can't manage on his own.

on his own
kendi kendine kalmış
on his own
kendinden sorumlu
on one's own
yalnızca
on one's own
yalnız
on your own
(Askeri) kendi başınıza

Oraya kendi başınıza gitmeye çalışın. - Try to drive there on your own.

Bunu kendi başınıza yapabileceğinizi düşünüyor musunuz? - Do you think you can do that on your own?

on your own
(Askeri) kendi hesabınıza
on your own
(Askeri) müstakil olarak
on your own
kendi kendine
on one's own
tek başına
on one's own
yardımsız
on one's own
kimseye bağımlı olmadan, tek başına, bağımsız olarak
on one's own
kendi hesabına
on one's own
başlıbaşına
on one's own
kendi adına
on their own

    Türkçe nasıl söylenir

    ôn dher ōn

    Telaffuz

    /ˈôn ˈᴛʜer ˈōn/ /ˈɔːn ˈðɛr ˈoʊn/

    Videolar

    ... some campaigns are focused on attacking a person rather than prescribing their own future ...
    ... the ones that set their own path.  But the paths that matter most are the paths that ...