Handa benim için bir oda ayırttı.
- He booked a room for me at the inn.
Biz oyun için koltukları ayırttık.
- We booked seats for the play.
Üzgünüm, bugün tamamen ayrılmış.
- I'm sorry, today is fully booked.
Bu akşam için ayrılmış Boston'a bir geri uçuşum var.
- I've got a flight back to Boston booked for this evening.