Onun denemesi, sorunun sadece yüzeysel bir analizini yaptı, bu yüzden sınıfta en yüksek notu aldığında ona gerçekten büyük bir sürpriz olmuştu.
- His essay gave only a superficial analysis of the problem, so it was a real surprise to him when he got the highest grade in the class.
Ne yüzeysel bir cevap!
- What a superficial answer!
İnsanlar, metal gibi, sadece yüzeyde parlar.
- People, like metal, only shine on the surface.
Sen sadece çok yüzeysel ve sığsın.
- You're just so superficial and shallow.
Bu sorun görünüşte kolay gibi görünüyor ama o gerçekten zor.
- This problem seems to be easy on the surface, but it's really difficult.
Dış görünüşte bir sümsük gibi görünüyor. Fakat özünde onu zorlu bir delege yapan sağlam bir iradesi var.
- He seems like a softy on the surface, but at the core he's got an iron will that makes him an extremely tough negotiator.
İnsanlar seni hiç yüzeysel olmakla suçlar mı?
- Do people ever accuse you of being superficial?