on the other hand

listen to the pronunciation of on the other hand
İngilizce - Türkçe
buna karşılık
(deyim) bir yandan
ancak
bunun yanısıra
(deyim) başka türlü
bir taraftan da
(deyim) aksi taktirde
diğer yandan
tam tersine
öte taraftan
buna mukabil
diğer bir yandan
buna karşın
diğer yanda
bir yanda
Diğer taraftan, öte yandan
diğer taraftan
Diğer taraftan, ancak, öte yandan
again
yeni baştan

Japoncam için faydalı olacak güzel bir yazı hazırlamaya çalıştım, ama öğretmenim yazıda epey yanlışlar olduğunu ve yeni baştan yazmam gerektiğini söyledi. - I have attempted to create a good essay which utilizes my Japanese, but my professor said that much of it was incorrect and that I have to do it all over again.

Bu yeni baştan oluyor. - It's happening all over again.

again
Yinele (son işlemi)
again
ayrıca

Fiyat düşük ama ayrıca kalite çok iyi değil. - The price is low, but then again, the quality isn't very good.

Google Translate, Ubuntu Çevirileri için yeterince iyi değildir. Ayrıca bu, Ubuntu ilkesine de aykırıdır. - Google Translate is not good enough for Ubuntu Translations. Furthermore, this is against Ubuntu policy.

again
yine

O, üç tane yedi ve yine aynı sayıda yiyebileceğini söyledi. - He ate three and said he could eat as many again.

Bugün yine kalabalık. - It's crowded again today.

again
kaytadan
again
tekrar

Ve onu üç günde tekrar kaldıracağım. - And I will raise it again in three days.

Onu asla tekrar yapmayacağım. - I will never do it again.

again
gene

Görünüşe göre Mary gene sarhoş. - It looks like Mary is drunk again.

İnsanlar genellikle yeni yasaya karşı. - People in general are against the new law.

again
kayta
again
yeniden

İki gün içinde beni yeniden ara. - Call me again in two days.

Tom'u yeniden incitmek istemiyorum. - I don't want to hurt Tom again.

again
bazen
again
bir daha

Ondan sonra bir daha onunla karşılaşmadım. - I didn't meet him again after that.

Ben bir daha seni burada asla görmek istemiyorum. - I never want to see you here ever again!

on the hand
yandan
again
now and again ara sıra
again
defaatle
again
üstelik

O tek kelime Fransızca söyleyemez ama üstelik bir yerli gibi İngilizce konuşur. - He can't say one word of French, but then again he speaks English like a native.

İngilizce - İngilizce
From another point of view

Well yes, it was quite a good bargain; on the other hand, do we really need one?.

again
(contrastive) from another point of view; "on the other hand, she is too ambitious for her own good"; "then again, she might not go
from the other point of view, on the other side
contrariwise
on the other hand

    Heceleme

    on the oth·er Hand

    Türkçe nasıl söylenir

    ôn dhi ʌdhır händ

    Telaffuz

    /ˈôn ᴛʜē ˈəᴛʜər ˈhand/ /ˈɔːn ðiː ˈʌðɜr ˈhænd/

    Etimoloji

    [ 'on, 'än ] (preposition.) before 12th century. Middle English an, on, preposition and adverb, from Old English; akin to Old High German ana on, Greek ana up, on.

    Videolar

    ... other hand ...
    ... On the other hand, the thing that he liked was Google News, ...