Buraya dün akşam altıda geldik.
- We arrived here at six yesterday evening.
Dün babama yardım ettim.
- I helped my father yesterday.
Onun dün söylediği geçen hafta söylediği ile birbirini tutmuyor.
- What he said yesterday is not consistent with what he had said last week.
Bir hırsız geçen ay bir markete girdi fakat polisin onu dün yakaladığını duydum.
- A burglar broke into the convenience store last month, but I heard the police caught him yesterday.
Hava bugün dünkünden daha rüzgarlı.
- It's windier today than it was yesterday.
Bugün hava dünkünden daha kötü.
- The weather today is worse than yesterday.