Sorun şu an yanımda paramın olmamasıdır.
- The trouble is that I have no money on me now.
Mektup şimdi yanımda değil.
- I don't have the letter on me now.
Bob kendi başına bu çileyi aşmak zorundadır.
- Bob has to get through this ordeal on his own.
Tom şu anda kendi başına.
- Tom is on his own now.
Onun üzerinde adım var.
- It has my name on it.
Büyük anlaşmazlıklara karşı zorlu bir mücadeleden sonra, onlar nihayet şirketi tekrar kendi ayakları üzerinde durdurdular.
- After an uphill struggle against great odds they finally got the company on its feet again.
beers on me - biralar benden.
... his most recent job, and we've now just lost our home. Can you help us? ...
... you come here for so long and we've got his certain experiencing in working in ...