on edge

listen to the pronunciation of on edge
İngilizce - Türkçe
kılıcına
stresli
sinirli
(deyim) sinirli endiseli,sabirsiz
endişeli
sabırsız
aşırı hassas
gergin

Biraz gergin görünüyorsun. - You do seem a little on edge.

O, kocasından haber alana kadar gergindi. - She was on edge till she heard from her husband.

be on edge
sinirli olmak
be on edge
kenarında olmak
be on edge
sinirleri gergin olmak
be on edge
(Konuşma Dili) aksi olmak
be on edge
(Konuşma Dili) hassas olmak
İngilizce - İngilizce
Tense, nervous or irritable

Waiting to see who had been chosen, we were all on edge.

pressured, tense, hurrying, on needles and pins
be on edge
be nervous, be anxious
on edge