on a vehicle or vessel; aboard

listen to the pronunciation of on a vehicle or vessel; aboard
İngilizce - Türkçe

on a vehicle or vessel; aboard teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

on board
trene
on board
uçağa

Onlar uçağa ayak bastılar. - They stepped on board the airplane.

Onlar aynı uçağa bindiler. - They were on board the same airplane.

on board
gemiye

Bütün turistler gemiye bindiler mi? - Have the tourists all gone on board?

Bayanlar ve baylar, gemiye hoş geldiniz. - Ladies and gentlemen, welcome on board.

on board
uçakta

Uçaktaki herkes güvendeydi. - Everyone on board was safe.

Bütün yolcular uçakta mı? - Are all the passengers on board?

on board
yerleşik
on board
trende
on board
gemide

Gemide iki kadın vardı. - There were two women on board.

Gemideki yolcular çoğunlukla Japondu. - The passengers on board were mostly Japanese.

İngilizce - İngilizce
on board
on a vehicle or vessel; aboard