You cannot make an omelet without breaking eggs.
- Yumurtaları kırmadan bir omlet yapamazsın.
Can you cook an omelette?
- Bir omlet pişirebilir misin?
I am shaking salt on my omelette.
- Ben omletime tuz serpiyorum.
I ate a Japanese rice omelette.
- Ben bir Japon Pirinç Omleti yedim.
Tom made some scrambled eggs.
- Tom biraz omlet yaptı.
Tom often eats scrambled eggs for breakfast.
- Tom sık sık kahvaltı için omlet yer.