Taxes consist of direct taxes and indirect ones.
- Vergiler doğrudan vergiler ve dolaylı olanlardan oluşmaktadır.
The United States comprises 50 states.
- Amerika Birleşik Devletleri 50 eyaletten oluşmaktadır
Our committee consists of ten members.
- Komitemiz on üyeden oluşmaktadır.
The group consists of 50 students in all.
- Grup toplam 50 öğrenciden oluşmaktadır.
Bronze is composed of copper and tin.
- Bronz, bakır ve kalaydan oluşmaktadır.
The human body is composed of billions of small cells.
- İnsan vücudu milyarlarca küçük hücrelerden oluşmaktadır.
America is made up of 50 states.
- Amerika 50 eyaletten oluşmaktadır.
The committee is made up of ten members.
- Komite on üyeden oluşmaktadır.
Malaysia came into existence in 1957.
- Malezya 1957'de oluştu.
In 1989, the extremely famous Eiffel Tower celebrated its one hundred years of existence.
- 1989 yılında, son derece ünlü Eyfel Kulesi var oluşunun yüz yılını kutladı.
The human body is composed of billions of small cells.
- İnsan vücudu milyarlarca küçük hücrelerden oluşmaktadır.
Every march is composed of separate steps.
- Her yürüyüş ayrı adımlardan oluşmaktadır.
Taxes consist of direct taxes and indirect ones.
- Vergiler doğrudan vergiler ve dolaylı olanlardan oluşmaktadır.
What should a healthy breakfast consist of?
- Sağlıklı bir kahvaltı neyden oluşmalı.
Liberty consists of being able to make everything as harmless as possible.
- Özgürlük her şeyi mümkün olduğu kadar zararsız yapabilmekten oluşur.
Do you know who brought that team into being?
- O takımı kimin oluşturduğunu biliyor musun?
The Esperanto alphabet consists of 28 letters: a, b, c, ĉ, d, e, f, g, ĝ, h, ĥ, i, j, ĵ, k, l, m, n, o, p, r, s, ŝ, t, u, ŭ, v, z.
- Esperanto alfabesi 28 harften oluşur: a, b, c, ĉ, d, e, f, g, ĝ, h, ĥ, i, j, ĵ, k, l, m, n, o, p, r, s, ŝ, t, u, ŭ, v, z.
Indonesia consists of many islands and two peninsulas.
- Endonezya çok fazla adadan ve iki yarımadadan oluşur.
The Southern Hemisphere is comprised mainly of oceans.
- Güney Yarımküre, çoğunlukla okyanuslardan oluşur.
My house is comprised of these four rooms.
- Benim evim bu dört odadan oluşur.
All life is based on chemistry and all living things are composed of chemical compounds.
- Tüm yaşam kimyaya dayalıdır ve yaşayan her şey kimyasal bileşiklerden oluşur.
The USA is composed of 50 states.
- ABD 50 tane devletten oluşur.
My father's little library consisted chiefly of books on polemic divinity, most of which I read.
- Babamın küçük kütüphanesi çoğu polemik tanrılığı içeren kitaplardan oluşuyordu, onların çoğunu okudum. esas oluşuyordu.
The audience consisted mainly of students.
- Dinleyiciler çoğunlukla öğrencilerden oluşuyordu.