This golf course is not open to non-members.
- Bu golf sahası üye olmayanlara açık değildir.
It is a silly practice for non-Christians to send chocolates on St. Valentine's Day.
- Sevgililer Günü'nde çikolata göndermek, Hristiyan olmayanlar için aptalca bir başlangıç.
It is a silly practice for non-Christians to send chocolates on St. Valentine's Day.
- Sevgililer Günü'nde çikolata göndermek, Hristiyan olmayanlar için aptalca bir başlangıç.
This golf course is not open to non-members.
- Bu golf sahası üye olmayanlara açık değildir.
This drama is missing something. All it is is a simple cautionary tale with no real depth.
- Bu dramada bir şey eksik.O gerçek derinliği olmayan basit ikaz edici bir masal.
That's an improbable coincidence.
- O olası olmayan bir tesadüf.
Something improper was going on.
- Uygun olmayan bir şey devam ediyordu.
If your orchid has yellowish leaves, it means that it was placed in inappropriate location.
- Eğer orkidenin sarımsı yaprakları varsa, bu onun uygun olmayan bir yere koyulduğu anlamına gelir.
Tom often says stupid things at inappropriate times.
- Tom çoğunlukla uygun olmayan zamanlarda aptalca şeyler söylüyor.
If you know that something unpleasant will happen, that you will go to the dentist for example, or to France, then that is not good.
- Hoş olmayan bir şey olacağını biliyorsan, örneğin dişçiye gideceğini, ya da Fransa'ya, öyleyse bu iyi değil.
To compensate for his unpleasant experiences in the hospital, Tom drank a little more than was good for him.
- Hastanedeki hoş olmayan deneyimlerini telafi etmek için Tom içmesi gerekenden biraz daha fazla içti.
Informal diction is always full of mystery and surrealism.
- Resmi olmayan diksiyon her zaman gizem ve gerçeküstücülükle doludur.
It was an informal meeting.
- Resmi olmayan bir toplantıydı.
It's not ideal, but it's the least unsatisfactory solution.
- Bu ideal değil, fakat en az tatmin edici olmayan çözüm.
Layla was considered an unfit mother.
- Leyla uygun olmayan bir anne olarak kabul edildi.