There is no life without electricity and water.
- Elektrik ve su olmadan hayat olmaz.
Farragut captured New Orleans without a fight.
- Farragut, New Orleans'ı savaş olmadan ele geçirdi.
He'll have to do without a gun.
- O, bir silah olmadan yapmak zorunda kalacak.
We had to do without a TV set.
- Televizyon seti olmadan yapmak zorundaydık.
Unwittingly he told her all that she wanted to know.
- Farkında olmadan ona bilmek istediğinin hepsini anlattı.
Unwittingly, he told her exactly what she wanted to know.
- Farkında olmadan ona tamda bilmek istediğini anlattı.