Swimming is one thing I can do fairly well.
- Yüzme oldukça iyi yapabildiğim bir şey.
Tom did fairly well on the test he took yesterday.
- Tom dün girdiği sınavda oldukça iyi yaptı.
Tom thought the food Mary had prepared tasted pretty good.
- Tom Mary'nin hazırladığı yemeğin oldukça iyi olduğunu düşündü.
Tom's dog is a pretty good swimmer.
- Tom'un köpeği oldukça iyi bir yüzücü.
Tom is a fairly decent golfer.
- Tom oldukça iyi bir golfçüdür.
They're actually quite decent people.
- Aslında oldukça iyi insanlardır.
He can read pretty well.
- O, oldukça iyi okuyabilir.
Her books sell pretty well.
- Onun kitapları oldukça iyi satıyor.