Oldu (tamam, anlaştık) hadi hemen işe koyulalım - Deal, let's get down to work.
They said the deal was foolish.
- Onlar anlaşmanın aptalca olduğunu söyledi.
Since then, a great deal of change has occurred in Japan.
- O zamandan beri, Japonya'da büyük bir değişim oldu.
To my surprise, she spoke English very well.
- Benim için sürpriz oldu, o çok iyi İngilizce konuştu.
We think someone, and we know very well who, used the boss's cup.
- Birinin patronun fincanını kullandığını ve kim olduğunu çok iyi bildiğimizi düşünüyoruz.
He got well acquainted with the history of Japan.
- O, Japonya tarihine iyice aşina oldu.
She sang pretty well.
- O oldukça güzel söyledi.
Tom agreed that Mary's suggestions were good ones.
- Tom Mary'nin önerilerinin iyi olanlar olduğunu kabul etti.
Tom was glad that Mary agreed with him.
- Mary kendisiyle aynı görüşte olduğu için Tom memnundu.
Any book will be okay as long as it is interesting.
- İlginç olduğu sürece herhangi bir kitap iyi olacaktır.
Do you think she's okay? I don't know.
- Onun iyi olduğunu düşünüyor musun? Bilmiyorum.
I thanked him for what he had done.
- Yapmış olduğundan dolayı ona teşekkür ettim.
I have no regrets for what I have done.
- Yapmış olduğumdan hiçbir pişmanlık duymuyorum.