olduğu gibi

listen to the pronunciation of olduğu gibi
Türkçe - İngilizce
neck and crop
As it is, as is
as
as well

I wish I could still swim as well as I used to. - Keşke hala eskiden olduğu gibi yüzebilsem.

(Bilgisayar,Teknik) plain vanilla
as so
as are
(Bilgisayar,Teknik) plain head
much the same
in its true colours
as is

As is often the case, Mike was late for the meeting this afternoon. - Sık sık olduğu gibi, Mike, bu öğleden sonra toplantı için geç kaldı.

As is often the case with teenagers, she's conceited. - Gençlerde sık sık olduğu gibi, o kendini beğenmiş.

at that
as well as

I wish I could still swim as well as I used to. - Keşke hala eskiden olduğu gibi yüzebilsem.

when as
like for
hook
olduğu gibi kalan
stationary
her zaman olduğu gibi
as usual

Needless to say, Judy came late as usual. - Hiç söylemeye gerek yok, her zaman olduğu gibi Judy geç geldi.

Tom and Mary were wasting time, as usual. - Tom ve Mary her zaman olduğu gibi boşa zaman harcıyordu.

her yıl olduğu gibi
like every year
eskiden olduğu gibi, eski tarzda
as before, the old style
Türkçe - Türkçe
haliyle
(Hukuk) ALAHALİHİ
olduğu gibi