older that another

listen to the pronunciation of older that another
İngilizce - Türkçe

older that another teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

senior
{i} üst

İngilizce ve matematik üst düzey liselerde çok yapılır. - English and mathematics are made much of in senior high schools.

Bu seminer Japon firmalarından üst düzey pazarlama liderlerini hedef alacaktır. - This seminar will target senior marketing leaders from Japanese firms.

senior
{s} yaşça büyük
senior
yaşça daha büyük
senior
(Ticaret) emektar

Tabii, birçok emektar vatandaş emeklilikten memnundur. - Of course, many senior citizens are happy with retirement.

senior
{i} büyük
senior
kıdemlilik
senior
daha yaşlı olan kişi
senior
son sınıfa ilişkin
senior
kıdemli kişi
senior
{s} yaşlı

Yaşlı vatandaşlara saygı göstermelisin. - You must respect senior citizens.

Yaşlı birine yerini verdi. - She gave her seat to a senior citizen.

senior
{s} son sınıfla ilgili
senior
(Askeri) KIDEMLİ ÜST: Hizmet süresi diğerlerinden fazla olan; sınıflandırmalarda esas olarak alınan tipe nazaran ileri derecede bulunan
senior
{i} baba
senior
{s} daha yaşlı
senior
{i} son sınıf öğrencisi

Tom lise son sınıf öğrencisi. - Tom is a high school senior.

Hyogo Üniversitesinde son sınıf öğrencisiyim. - I am a senior at Hyogo University.

senior
senior citizen yaşlı kimse
senior
senior high school
senior
{i} kıdemli kimse
İngilizce - İngilizce
{a} senior
older that another

    Heceleme

    old·er that an·oth·er

    Türkçe nasıl söylenir

    ōldır dhıt ınʌdhır

    Telaffuz

    /ˈōldər ᴛʜət əˈnəᴛʜər/ /ˈoʊldɜr ðət əˈnʌðɜr/