O, yaşlı bir kadın gibi başını eğip yürüdü.
- She walked with her head down like an old woman.
Onlar benim yaşlı bir kadın olduğumu söylüyorlar.
- They say that I'm an old woman.
Yaşlı kadına erkek torunu tarafından eşlik edildi.
- The old woman was accompanied by her grandson.
Yaşlı kadına torunu tarafından eşlik edildi.
- The old woman was accompanied by her grandchild.
Karısı hakkında şikâyet etmeden asla benimle görüşmez.
- He never sees me without complaining about his wife.
Onun karısı neye benziyor?
- What is his wife like?
She's my wife - O benim eşim.
İyi bir kız çocuğu, iyi bir eş yapacaktır.
- A good daughter will make a good wife.
Eşimin adı Lidia Zarębowa.
- My wife's name is Lidia Zarębowa.
Orbay Hatun Samsun sâhiline çıktı ve oradan Amasya'ya varıp Toruntay'ın zevcesi Gürcü hatunda misafir kaldı - Orbay Hatun landed to shore of Samsun and from there she was guest of Toruntay's wife Gürcü Hatun in Amasya.
She's my wife. O benim karım.
Hiç hak etmediği, harika bir kadın olan karısından bıkmıştı.
- He was bored with his wife, an excellent woman he didn't deserve.
Sanırım, o kadın onun karısıdır.
- That woman is his wife, I think.
Stop being such an old woman and get on with it.