She described the scene in detail.
- Olay yerini detaylı olarak tanımladı.
The scene of the car accident was a horrifying sight.
- Araba kazası olay yeri korkunç bir manzaraydı.
The police suspended Tom's licence on the spot.
- Polis olay yerinde Tom'un lisansını askıya aldı.
The police arrested the burglar on the spot.
- Polisler hırsızı olay yerinde tutukladı.
Dan was the first officer to arrive at the crime scene.
- Dan olay yerine varan ilk polis memuruydu.
The police planted evidence at the crime scene.
- Polis olay yerinde kanıt gizledi.