ok

listen to the pronunciation of ok
İngilizce - Türkçe
Türkçe - Türkçe
Yayla atılan, ucunda sivri bir demir bulunan ince ve kısa tahta çubuk
(Osmanlı Dönemi) Yay veya keman denilen kavis şeklinde bükülmüş bir ağaç çubuğa gerili kirişe takılarak uzağa atılan ucu sivri demirli ince ve kısa değneğe verilen addır. Ok, silâhın icadından evvel insanlar tarafından kullanılmış ise de, en büyük mahareti Türkler, Araplar göstermişlerdir. (O.T.D.S.)
tir
(Osmanlı Dönemi) KAREN
(Osmanlı Dönemi) KALEM
hedeng
Yahya Kemal'in hece ölçüsüyle yazdığı tek şiiri
At arabasında iki atın ortasında atları arabaya bağlayan uzun ağaç
Bir dairede bir kirişin ortasında bu kirişi gören yayın ortasına indirilen doğru parçası
At arabası, kağnı gibi araçlarda koşum hayvanlarının bağlandığı ağaç: "Dört nala koşan bir yük arabasının oku böğrüme çarptı."- Ö. Seyfettin
Tırmık
At arabası, kağnı gibi araçlarda koşum hayvanlarının bağlandığı ağaç
Yön göstermek için belli yerlere konulan işaret
Yön göstermek amacıyla belli yerlere konulabilen, oka benzeyen işaret
Ok atmak
(Osmanlı Dönemi) NAZL
Ok atmak
(Osmanlı Dönemi) BERŞAK
İngilizce - İngilizce
To approve

I don't want to OK this amount of money.

satisfactory, reasonably good; not exceptional

The soup was OK, but the dessert was excellent.

Used to introduce a sentence in order to draw attention to the importance of what is being said

OK, I'm thinking of a number.

satisfactorily, sufficiently well

The team did OK in the playoffs.

Acronym of Oklahoma, a state of the United States of America
To confirm by activating a button marked OK

When you OK the crop, the image size will be adjusted to match the front image resolution.

Used to indicate agreement or acceptance
Alternative capitalization of OK
{ü} Fine! Alright!
{s} alright, correct
endorsement; approval
An utterance expressing exasperation, similar to "all right!"
all right, permitted
see okay. Oklahoma
Oklahoma, a state of the United States of America
{i} authorization, approval; agreement
alright; well
{f} confirm, approve
in good health or a good emotional state
regular
Old Orange Juice On the left On the right Ouakha Qadim Assir limoun Ala Shmal Ala Limen
LOGI The requested operation was successful
being satisfactory or in satisfactory condition; "an all-right movie"; "the passengers were shaken up but are all right"; "is everything all right?"; "everything's fine"; "things are okay"; "dinner and the movies had been fine"; "another minute I'd have been fine"
Old Kingdom
an endorsement; "they gave us the O K to go ahead"
Office Kids,children of office employees
A label given to a PushButton in some DialogBoxes that performs the action of answering "OK" and closing the DialogBox without implementing any changes
CRS Confirmed
sentence-initial expression of agreement
CSA - Czech Airlines
A button with Ok means 'click on this if you want to go ahead and do this
use the entered values and close the dialog
A choice that accepts the information in a window and closes it If the window contains changed information, those changes are applied before the window is closed
a state in south central United States
a British magazine which publishes pictures and articles about famous people
Türkçe - İngilizce
arrow
missile
roger that
pole
dart
quill
beam
to ok
o.k
shank (of a ship's anchor)
arrow; (kirpi) quill; (araba) beam, pole
tongue, pole (of a wagon)
(porcupine's) quill
ok atmak
shoot arrows
ok şeklinde
arrow shaped
oklar
arrows

The Indians fought with bows and arrows. - Kızılderililer yaylarla ve oklarla savaştılar.

Koyomi bought a bow and arrows. - Koyomi bir yay ve oklar satın aldı.

ok atmak
to shoot an arrow
ok atmak
to shoot arrows
ok şeklinde
sagittal
ok