Askerler isyanı kolayca bastırdı.
- The troops easily put down the rebellion.
O, hatalarını kolayca kabul edecek bir adam değildir.
- He is not a man to admit his mistakes easily.
Yarına kadar rahatça bekleyebilirim.
- I can easily wait till tomorrow.
Tom'u kolaylıkla tanıyabilirsin çünkü o çok uzun.
- You can easily identify Tom because he is very tall.
Arzu ettiğini kolaylıkla alabildi.
- She managed to get what she desired easily.
Ben ısıya duyarlı olduğum gibi, yaz aylarında klima olmadan rahatça yaşayamam.
- As I'm sensitive to heat, I can't live comfortably without air-conditioning in summer.
İnsanlar genelde banliyölerde rahatça yaşamaktadır.
- People often live comfortably in the suburbs.