offensive to one's sensibilities or morality

listen to the pronunciation of offensive to one's sensibilities or morality
İngilizce - Türkçe

offensive to one's sensibilities or morality teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

ugly
çirkin

Karısı bana çirkin görünmüyor. - His wife doesn't seem ugly to me.

Benim çirkin olduğumu düşünüyor musunuz? - Do you think I'm ugly?

ugly
{s} suratsız
ugly
ukubet
ugly
kaknem
ugly
aybacar
ugly
aksi
ugly
ters
ugly
pis

Bodrum, çirkin, karanlık ve pis kokulu. - The basement is ugly, dark, and smelly.

ugly
yaman
ugly
iğrenç

Hamam böceklerinden korkuyorum çünkü onlar iğrenç ve çirkinler. - I'm afraid of cockroaches, because they are disgusting and ugly.

ugly
{s} biçimsiz

Böyle biçimsiz bir şapkayı nereden buldun? - Where did you find such an ugly hat?

Tom biçimsiz bir ekose ceket ve puantiyeli bir kravat giyiyordu. - Tom was wearing an ugly plaid jacket and a polka-dot tie.

ugly
{s} fırtınalı

Hava fırtınalı olacak. - It's going to be ugly.

ugly
{s} k.dili. ters, huysuz
ugly
{s} tatsız

Bu ağaç tatsız meyveler taşıyor. - This tree bears ugly fruits.

ugly
{s} kötü

İngilizcen kötü görünmüyor. - Your English doesn't sound ugly.

Tom ve Mary kötü bir ayrılma yaşadı. - Tom and Mary had an ugly divorce.

ugly
ters/çirkin
ugly
{s} kötü, tatsız, nahoş
ugly
ugliness çirkin veya iğrenç olma
ugly
{s} huysuz
ugly
ugly duckling küçüklüğünde çirkin olan fakat sonra gelişip güzelleşen kimse
İngilizce - İngilizce
ugly

He played an ugly trick on us.

offensive to one's sensibilities or morality

    Heceleme

    of·fen·sive to one's sensibilities or mo·ral·i·ty

    Türkçe nasıl söylenir

    ıfensîv tı wʌnz sensîbîlîtiz ır mırälıti

    Telaffuz

    /əˈfensəv tə ˈwənz ˌsensəˈbələtēz ər mərˈalətē/ /əˈfɛnsɪv tə ˈwʌnz ˌsɛnsɪˈbɪlɪtiːz ɜr mɜrˈælətiː/