Işık kapalı iken uyudum.
- I slept with the light off.
Dışarı çıkmadan önce gazın kapalı olduğundan emin olun.
- Be sure to turn off the gas before you go out.
Tom kampüs dışında yaşıyor.
- Tom lives off-campus.
Aradığınız telefon ya kapalı ya da kapsama alanı dışında, lütfen daha sonra tekrar deneyiniz.
- The mobile phone you have dialed is either switched off or outside the coverage area, please try again later.
İnsanlar çoşkuluyken, o her zaman uzak durur.
- He always stands off when people are enthusiastic.
Diğer insanlar her zaman konudan uzaklar.
- Other people are always off the point.
Belki kendi yolumdan sapacağım.
- Maybe I'll just wander off on my own.
Sapa kaplıcaları severim.
- I like hot springs that are off the beaten track.
Arabamızda ters giden bir şey olmalı; motordan duman çıkıyor.
- Something must be wrong with our car; the engine is giving off smoke.
Sen yoldan çıkmışsın.
- You are way off the track.
Tom geçen hafta izne çıkmış olmalı.
- Tom must've had time off last week.
Jane biz dışarıda iken bizim çocuklarımıza bakmayı teklif etti.
- Jane offered to take care of our children when we were out.
O ofisten dışarı fırladı.
- He rushed out of the office.
Balina, Wakayama kıyılarının açıklarında bulundu.
- The whale has been found off the coast of Wakayama.
Wakayama açıklarında balina bulundu.
- The whale was found off the coast of Wakayama.
Ben aklımı işten çıkarmak istiyorum.
- I want to get my mind off work.
İyi bir iş başardın. Senin için şapkamı çıkarmak istiyorum.
- You have done a good job. I'll take my hat off to you.
Mary diş macununun kapağını açık bıraktığında, bu Tom'u kızdırıyor.
- It irritates Tom when Mary leaves the cap off the toothpaste.
Önerimi açıkça reddetti.
- He rejected my offer flatly.
Tüm ışıkların kapatıldığından emin ol dışarıya çıkmadan önce.
- Make sure to turn off all the lights before going out.
Jane biz dışarıda iken bizim çocuklarımıza bakmayı teklif etti.
- Jane offered to take care of our children when we were out.
Senin aksanın iyi ama telaffuzun biraz zayıf.
- Your accent's good, but your pronunciation's a little bit off.
Tom çoğunlukla ofisten ayrılan son kişidir.
- Tom is often the last one to leave the office.
Tom ofisten ayrılan son kişiydi.
- Tom was the last one to leave the office.
Ofise vardığımda, beni bekleyen bir sürü işim vardı. Kafası kesilmiş bir tavuk gibi oradan oraya koşuşturuyordum.
- When I got to the office, I had tons of work waiting for me. I was running around like a chicken with its head cut off.
Tom ofisin etrafında kafası kesilmiş bir tavuk gibi koşuyordu.
- Tom has been running around the office like a chicken with its head cut off.
Yola çıkmadan önce her şeyi kapattığınızdan emin olun.
- Make sure you turn everything off before you leave.
Henüz gazı kapattın mı?
- Have you turned off the gas yet?
İsteksizce motoro çalıştırdı ve gitti.
- Reluctantly, he started the engine and drove off.
Tom önerimizi kabul etmek için isteksiz görünüyor.
- Tom seems to be unwilling to accept our offer.
Uçak kalkmak üzeredir.
- The plane is about to take off.
Uçak kalkmak üzereydi.
- The plane was about to take off.
O satış boyunca yüzde 30 indirimdeydi.
- It was 30% off during the sale.
Biraz indirim yapabilir misiniz?
- Could you knock a little off the price?
Tom ofisinin yakınında yaşamıyor.
- Tom doesn't live near his office.
Babamın çalıştığı yer istasyonun yakınındadır.
- The office where my father works is near the station.
Bu gece izinli misin?
- Are you off duty tonight?
O, gripten dolayı izinlidir.
- She's off with the flu.
Tom bizim şehir ofisinden çok uzakta olmayan bir otelde kalıyor.
- Tom is staying at a hotel not too far from our downtown office.
Uzakta bir silahın patladığını duydum.
- They heard a gun go off in the distance.
Onun kaba davranışı tarafından rencide edildim.
- I was offended by her crude manners.
Dan kabaca polis memuruna hakaret etti.
- Dan rudely insulted a police officer.
Köşe başında postahane vardı.
- There used to be a post office on the corner.
Ikeda birkaç aptalca hata yaptı ve bu yüzden ona bölüm başkanı tarafından ağzının payı verildi.
- Ikeda made several silly mistakes, and so he was told off by the department head.
Allah aşkına o, günün bu saatinde nereye gitmiş olabilir.
- Where on earth can he have gone off to at this time of day?
Uzmanlar üç olası açıklama teklif etti.
- Experts have offered three possible explanations.
Binlerce olasılık bizi yeni bir hayata davet ediyor.
- Life offers us millions of possibilities.
Ofisimdeki yazıcı bozuktur.
- The printer in my office is broken.
Peter'in ofisindeki yazıcı bozuk ve artık yazdırmıyor.
- The printer in Peter's office is broken and doesn't print anymore.
Tom, Mary'ye kötü haberi söylemeyi mümkün olduğu kadar uzun süre erteledi.
- Tom had put off telling Mary the bad news for as long as possible.
O oldukça kötü, çünkü kitabı iyi satmıyor.
- He is badly off, because his book doesn't sell well.
Köpek sahibinin sesini duyar duymaz, bir ok gibi fırladı.
- As soon as the dog heard his master's voice, off he ran like a shot.
Ev sahibi oldukça varlıklıydı.
- The landlord used to be quite well off.
Gangasterler bir rakip çete liderini öldürmek için planları gereği onun içeri girmesine izin verdiler.
- The gangsters let him in on their plan to knock off a rival gang leader.
Tom komutanına kimseyi öldürmek istemediğini söyledi.
- Tom told his commanding officer that he wasn't willing to kill anyone.
Tom işten çıkarılabileceği ihtimalini tamamen göz ardı edmedi.
- Tom couldn't completely rule out the possibility that he might be laid off from work.
Tom dondurucudaki dondurmayı tamamen bitirdi.
- Tom finished off the ice cream that was in the freezer.
Kötü bir başlangıç yaptık.
- We got off on the wrong foot.
Yeni patronla kötü bir başlangıç yapmak istemiyorum.
- I don't want to get off on the wrong foot with the new boss.
Tom gerçekten yorgundu. O saat dokuzda ışığı kapadı ve birkaç dakika içinde hızla uykuya daldı.
- Tom was really tired. He turned off the light at nine and was fast asleep within minutes.
Tom hararetli ve yorgun görünüyordu, ona soğuk bir içecek teklif edip, oturup dinlenmesini söyledim.
- Tom looked hot and tired, so I offered him a cold drink and told him to sit down and rest.
Oyun önümüzdeki haftaya kadar ertelenmiş olabilir.
- The game may have been put off till next week.
Bu sabahtan beri elektrik kesik.
- The power has been off since this morning.
Şu an elektrikler kesik.
- The electricity is off at the moment.
İlgilenmiyorum. Defol git.
- I'm not interested. Buzz off.
Dengesini kaybetti ve bisikletinden düştü.
- He lost his balance and fell off his bicycle.
Aradığınız telefon ya kapalı ya da kapsama alanı dışında, lütfen daha sonra tekrar deneyiniz.
- The mobile phone you have dialed is either switched off or outside the coverage area, please try again later.
Dan arabasına bindi ve uzaklaştı.
- Dan got into his car and drove off.
Dan olay yerine varan ilk polis memuruydu.
- Dan was the first officer to arrive at the crime scene.
I took this paper off of his desk.
This is based off of his first book.
Can you off the light?.
We're just off the main road.; ''The island is 23 miles off the cape.
We've been off the grid for three days now.; He took 20% off the list price.
This milk is off!.
The book fell off the table.
I'd like to re-order those printer cartridges, let's say 5-off.
sales are off this quarter.
He didn't buy it off him. He stole it off him.
I took it off the table.; Come off the roof!.
die off.
He's off the computer, but he's still on the phone.; Keep off the grass.
He got in the way so I had him offed.
He's been off his feed since Tuesday.; He's off his meds again.
The post office isn't too far from here.
- The post office is not too far from here.
Muriel is making a poor living from her part-time job.
- Muriel is living poorly off of her part-time job.
Aren't you a police officer?
- Aren't you a police officer?
... that comes off of Born This Way, Judas. ...
... It's a song off of the album Speak Now. And it's about a girl who stole my boyfriends. ...