of the east; situated in the east

listen to the pronunciation of of the east; situated in the east
İngilizce - Türkçe

of the east; situated in the east teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

east
doğu

Annemin doğduğu yer ülkemizin doğusunda bulunmaktadır. - The place where my mother was born is located in the east of our country.

O tür tapınak bütün Orta Doğuyu, özellikle Mısır'ı etkiledi. - That type of temple influenced all of the Middle East, mainly Egypt.

east
şark
east
doğuya doğru

Dünya batı'dan doğuya doğru dönüyor. - The Earth is rotating from West to East.

Ay gökyüzündeki Güneşten doğuya doğru hareket eder, biz her gece ayın güneşli tarafını biraz daha çok görürürüz. - As the Moon moves eastward away from the Sun in the sky, we see a bit more of the sunlit side of the Moon each night.

east
(zarf) doğuya doğru
east
doğu halkı veya uygarlığı
east
doğuya

Onun şehirden ayrıldığını ve doğuya taşındığını duydum. - I heard that he left town and moved east.

Müttefikler daha sonra doğuya Belçika'ya doğru hareket etti. - The Allies then moved east into Belgium.

east
Hindi çini ve Doğu Hint Adaları
east
doğu ülkeleri

Doğu ülkelerinin kültürlerinin öğrenimini yaptı. - He has studied the cultures of Eastern Countries.

Hava korsanları orta doğu ülkelerindendi. - The hijackers were from Middle Eastern countries.

east
{s} doğuya doğru olan
east
{s} doğu. z. doğuya doğru, doğuya
east
East Indies Hindistan
east
Uzak Do

Habarovsk, Rus Uzak Doğusu'nun en büyük şehirleri arasındadır. - Khabarovsk is among the largest cities of the Russian Far East.

east
doğu ile ilgili
east
easter doğudan esen rüzgar
east
{s} doğudan esen
east
{s} doğudaki

Berlin duvarı Doğudaki Almanların Batıya kaçmasını engellemek için inşa edilmiştir. - The Berlin wall was built to prevent East Germans from fleeing to the West.

east
(isim) doğudaki bölüm, gündoğusu rüzgârı
İngilizce - İngilizce
{s} east
of the east; situated in the east