Bu kitaptan yırtılmış bir sayfa görüyorum.
- I see a page has been torn out of this book.
Bu kitabın kapağı yırtılmış.
- The cover of this book has been torn off.
Ondan gelen mektubu öfkeyle yırttı.
- He angrily tore up the letter from her.
Çivi onun ceketini yırttı.
- The nail tore his jacket.
Kabin fırtına tarafından parçalara ayrıldı.
- The cabin was torn asunder by the storm.
Sami bir puma tarafından parçalara ayrıldı.
- Sami was torn to shreds by a cougar.
Yer partiden kalanlar yüzünden dağınıktı: Yırtık gürültüyapıcılar, kırışık parti şapkaları, ve kirli Power Ranger tabakları.
- The floor was strewn with party favors: torn noisemakers, crumpled party hats, and dirty Power Ranger plates.
Onun kolunun altında yırtık kapaklı kitap vardı.
- She had the book with a torn cover under her arm.
... future the Syrian people deserve a future free a dictatorship tear ...
... - WHAT ARE YOU SAYING, RUDY? - I'M SAYING THEY CAN'T TEAR DOWN THE DOJO ...