Erkek kardeşim korku filmleri seyretmeyi sever.
- My brother likes watching scary movies.
Televizyon seyretmek yerine, çocuklar dışarıda oynadılar.
- Instead of watching television, the children played outside.
Felicja, TV izlemekten hoşlanır.
- Felicja enjoys watching TV.
Futbol oyunlarını izlemeyi severim.
- I love watching soccer games.
Pokémon izleyerek büyüdüm.
- I grew up watching Pokemon.
Code Lyoko'yu izlemeyi seviyorum.
- I like watching Code Lyoko.
Cumartesi öğleden sonrayı tamamen çok fazla TV izleyerek geçirdim.
- I spent Saturday afternoon watching entirely too much TV.
Tom TV izleyerek kanepede uzanıyor.
- Tom is lying on the sofa watching TV.