O, kaotik koşullarda büyüdü.
- She grew up in chaotic circumstances.
Kaotik evliliklerinde ilk kez Dania, Fadıl'a hayır dedi.
- For the first time in their chaotic marriage, Dania said no to Fadil.
O biraz karmakarışıktı.
- It was a little chaotic.
O biraz karmakarışıktı.
- It's been kind of chaotic.